vakit

vakit
-kti 阿́ is.
1. 时间, 时刻, 时候: boşuna \vakit kaybetmek 白废时间 iş \vakiti 技́ 周期, 循环 kış \vakiti 冬季, 冬天 o \vakit 那时候, 当时, 彼时 yemek \vakiti 午饭时间, 吃饭时间 Vaktini bilmek istiyen bir saat taşır. 谁想知道时间, 就得随身带表。Vakit insana her şeyi öğretir. 时间能教会人一切。Vakit nakittir. 时间就是金钱。
2. 时代, 时期: \vakitin bilginleri 当代学者
3. 季节, 时节: orak \vakiti 收割季节
4. (金钱、经费方面)可能性: Onun bu kadar para vermeye vakti yok. 他没有能力给这么多钱。
5. 和以 –dık / -acak 结尾的动名词连用构成扩展时间状语: Geldiği vakit ben yoktum. 他来的时候我不在。Geldiği vakit söylerim. 他来了我会告诉他的。Gideceğiniz vakit bana da bildirirsiniz. 等您来了也对我说说。
◇ \vakit bırakmak 留出时间, 划出时间, 分出时间 \vakit dar 时间很紧, 时间不多, 时间少 \vakit geçirmek 度过时光, 打发日子, 消磨时间; 忙于: Ne ile vakit geçiriyorsunuz? 您在忙什么呢?\vakit kaybetmeden (或 kaybetmeksizin) 立即, 马上, 赶快, 刻不容缓 \vakit kazanmak 赢得时间, 争取时间, 赶时间 \vakit öldürmek 浪费时间, 虚度光阴 \vakit \vakit 间或, 有时, 偶尔 \vakit ve zamaniyle 按时, 及时 \vakiti dolmak 限期到, 期限到 \vakiti gelmek (死亡、末日)来临, 降临, 到来 \vakiti hâli (物质的)状况 \vakiti hâli yerinde olmak 没有感受到物质上的困难; 过平安幸福的生活; 过得不愁吃穿: Vakti hâli yerinde. 他过得无忧无虑。\vakiti olmamak 1) 没有时间 2) 不同意 \vakitin birinde 有一次, 有一天, 某一次, 某时 \vakitinde 1) 按时, 及时, 适时: tam \vakitinde 不早不晚, 十分准时, 很及时 Müdür, görevine vaktinde gelmesi için dikkatini çekti. 经理提醒他要注意按时上班。 2) 当时: Vaktinde yaptığımız uyarıları kulak ardı etti; cezasını çekiyordu. 他当时不把我们的警告当回事, 现在吃苦头了。\vakitinden evvel 提前, 过早地, 太早地 -in \vakitini almak 占用时间, 占用做另一件事的时间 \vakitini öldürmek 消磨时间, 白废时间 \vakitini şaşmamak 1) 不放过时机 2) 准时做事: Çocuk vaktini hiç şaşmaz, hep saat yedide uyanır. 孩子很守时, 每天7点睡觉。-in \vakitini yemek 占用时间, 占用做另一件事的时间 \vakitiyle 1) 准时, 及时, 按时 2) 从前, 过去, 很久以前, 往昔
◆ Vakti gelmiş. 1) 他大限已到。 2) 他完蛋了。Vaktim yok. 1) 我没有时间。 2) 我没有可能: Benim gülünç olmaya vaktim yok. 我不想成为一个可笑的人。 3) 我感到不舒服。Vakitler hayırolsun! 日安(晚安)!早安!

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • Vakit — Vakit: Un periódico de corte tradicionalista islámico que parece haber estado en conflicto constante con las autoridades turcas (cambió su nombre en varias ocasiones debido a sus clausuras; su nombre anterior era Akit). Muchos jóvenes,… …   Wikipedia Español

  • Vakit — Anadolu da Vakit Beschreibung türkische Tageszeitung Erstausgabe 2001 …   Deutsch Wikipedia

  • vakit — is., kti, Ar. vaḳt 1) Zaman Mevsim mütehayyil, vakit akşamdı Bebek te. Y. K. Beyatlı 2) Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler Yemek vakti. Şimdi bunun vakti değil. 3) Çağ Vaktin bilginleri. 4) Belirlenmiş olan zaman Kâhya vakit… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • vakit vakit — zf. Belli olmayan zamanlarda, ara sıra, zaman zaman Bu sevincin arasında vakit vakit bir sıkıntı geliyor. A. Gündüz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • vakit öldürmek — zamanı yararsız, gereksiz işlerle veya iş yapmadan geçirmek Fakat sandal sahibi olur olmaz zaten yarı keyif, yarı kazanç için vakit öldürdüğü balıkçılık sanatında karar kılmıştı. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • vakit saat aramamak — zamana hiç aldırmamak Sabah, öğle, akşam gibi hani vakit saat aradıkları yok. B. Felek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • vakit kaybetmeden — zf. Hemen, derhâl …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • vakit geçirmek — oyalanmak, uğraşmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • vakit kazanmak — 1) bir şeye ayrılan süreyi azaltmak 2) karşı tarafı oyalayarak kendi hazırlanma süresini uzatmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • vakit nakittir — zaman çok değerlidir, boş yere harcanmamalıdır anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Anadoluda Vakit — Anadolu da Vakit Beschreibung türkische Tageszeitung Erstausgabe 2001 …   Deutsch Wikipedia

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”